Kürsü
Çölleşme… - Süleyman Seyfi Öğün
Follow @dusuncemektebi2
Küresel bir kriz içinde olduğumuz âşikâr. Bu krizin son derecede kapsamlı ve çok katmanlı olduğunu unutmamak gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz dönem, muhtemel neticelerinin, yapısal-çevrimsel göstergeleriyle pek de hayırlı olmadığı anlaşılan, bu kapsamlı ve çok katmanlı süreçlerin belli bir aşamasını oluşturuyor. Bununla ilgili bir hayli yazdık. Pekiyi kısa ve orta vâdede neleri öngörebiliriz?
Küresel hegemonyanın odağını oluÅŸturan ABD, küresel ölçekte pompaladığı ve reel üretimde karşılığı olmayan dolarların geri çevrimini baÅŸarmakta artık çok zorlanıyor. Küresel dolar birikimini geri çekip bunun üretimde bir karşılığını bulmak zorunda. Yâni mesele basit olarak karşılıksız dolarların çekilmesi deÄŸil. Son on senelerde reel üretimi GSMH'sı içinde ciddî bir oransal düşüş yaÅŸayan ABD duruma vaziyet etmek zorunda kalıyor. (En son bu oran %9'lara kadar gerilemiÅŸti.) Hiçbir siyâsal kariyeri olmayan “iÅŸadamı” Trump'ın kiÅŸiliÄŸinde yapılan tercih Amerikan Rüyâsının yeniden canlandırılması buna delâlet ediyor. Artık Amerika, büyük bir üretim atağına hazırlanıyor.
Sürecin son derecede sevimsiz olduÄŸuna şüphe olmamalı. Anti-Trumpist söylemlerin biraz da GSMH içindeki paylarının gerileyeceÄŸi anlaşılan “hizmet” sektöründen gelmesi de bu sebeple ÅŸaşırtıcı deÄŸil. Celebrity dünyâsının ÅŸikâyetleri, aslında biraz da buna işâret ediyor.
Kapital-Dünyâ'nın târihsel geliÅŸiminde belirleyici olan ve daha ilk günlerden baÅŸlayarak belirleyici olan bir çeliÅŸkiyi hatırlamak zorundayız. “Ekonomi nedir?” sorusuna bu iÅŸleri iyi bilen bir arkadaşım vaktiyle ve biraz da esprili bir dille; “sağından bak arz, solundan bak talep” demiÅŸti. DoÄŸru.. Bu doÄŸru basitlemeyi dramatik hâle getiren ise ekonominin iki ucu arasındaki uyumsuzluÄŸu da eklemek eklemek gerekiyor. Basitlemeyi karmaşık hâle getiren de aslında bu uyumsuzluktur.
Keşke her şey ekonomi kitaplarındaki tablolarda gösterildiği kadar kolay olsaydı. Arz ve talep dengesizliği Kapital-Dünyânın derinleştirdiği olguyu ortaya koyuyor. Kâr hadlerinin insafsızca büyümesi olarak nitelendirilen Kapitâl-Dünyâ; üretim, yâni arzı hesapsızca şişiren; ama bunun talep dünyâsındaki karşılıklarını bulmakta alabildiğine zorlanan; bu sebeple de krizsiz var olamayan dengesiz bir niteliğe sâhip. Üretim modern dünyânın en fetişistik değeridir. Üretim fetişi, ancak eşitsiz bir birikimin fonksiyonudur. Bu sebeple fetişin tüketimdeki karşılığını veya talebini bulmak ve bir yerlerde bulsanız bile bu dengeyi ilânihaye sürdürmek kâbil olmuyor. Krizlerin kısm-ı âzamı da bu sebeple ortaya çıkıyor. Kapital-Dünyâya özgü akılların içindeki akıldışılık da yine bu noktada somutlaşıyor. Unutmamak gerekir ki, çoğu defâ tersini düşünsek de Kapital-Dünyâda denge ârizî, kriz ise kalıcıdır.
“Ãœretim fetiÅŸizmi-Talep eksikliÄŸi-Durgunluk”, krizlerin temel diziliÅŸini karakterize ediyor. Çevrimi yeniden baÅŸlatabilmenin en kestirme yolunun “savaÅŸ” olduÄŸunu târihsel tecrübelerden biliyoruz. 1945'de baÅŸlayan 20. Asır târihi bu çevrimin çözümünü “yeniden-bölüşüm” ve siyâsal düzeyde onun demokratik programlarını hayâta geçirmekte buldu. Bu orta vâdeli bir çözümdü. Nihâyet kendi mâliyetleri içinde kendi krizlerini yarattı. 1970'lerin sonundan îtibâren baÅŸka bir yol hayâta geçirildi. Bu da türev piyasaların coÅŸtuÄŸu, kredi kapitalizmi olarak bilinen bir evreydi. Ä°ÅŸte altına endeksli olmaktan çıkarılıp bizzât kendisi metâlaÅŸan para (Dolar) dünyâyı istilâ etti. Bunun bir diÄŸer adının da Tüketim Kapitalizmi olması bu yüzdendir. Doların dünyâda bollaÅŸması, üretimin periferiye yayılması, üretimin kaleleri olarak bilinen merkez-çekirdek dünyânın “lümpenleÅŸmesine” yol açtı. Siyâsal düzeyde ise Merkez ile Yarı Merkez dünyalar arasındaki bağımlılık iliÅŸkilerini “karşılıklılık” temeline oturttu.
Ä°ÅŸte ÅŸimdi bu çevrimin de sonuna geliyoruz. Artık bu çark dönmüyor. Bundan sonra kısa ve orta vâdede paranın yeniden merkeze doÄŸru kayışını izleyeceÄŸiz. Hiç ÅŸaşırmayalım ki, Merkez ile Yarı-Merkez dünyâlar arasındaki gerilimler tırmanacak.. Bundan önceki ara dönemlerde, dünyânın uzak alanlarında yeÅŸeren vahaların suyu kesilecek gibi gözüküyor. Neticenin en genel manâda çölleÅŸme olacağını kestirebiliriz. Siyâsal ve kültürel alanların da bu çölleÅŸmeden nasibini alacağı âşikâr. Ä°ÅŸin tadı kaçıyor. Daha da kaçacak… Yukarıda işâret ettiÄŸimiz üçlü diziliÅŸin yeniden iÅŸlevselleÅŸmesi ise kuvvetle muhtemel gözüküyor.
SÜLEYMAN SEYFİ ÖĞÜN - YENİ ŞAFAK
Henüz yorum yapılmamış.